"Overdressed" kavramı, giyimdeki fazlalık ya da abartıya işaret eden, stil dünyasında önemli bir yer tutan bir terimdir. Ancak bu terimi sadece negatif bir anlamla sınırlamak eksik bir yaklaşım olur. "Overdressed" olmanın altında, modaya olan derin bir tutku, kendini ifade etme isteği ve bulunduğu ortamda iz bırakma arzusu yatar.

 

Bazılarına göre, overdressed olmak, abartılı ya da gereksiz bir çaba gibi görünse de aslında bu durum, stil sahibi olmanın cesur bir ifadesidir. Bir akşam yemeğine kokteyl elbisesiyle gitmek ya da gündüz vakti göz alıcı bir takı takmak, dikkat çekme kaygısından ziyade, modanın sunduğu olanakları sonuna kadar kullanma özgürlüğünün bir yansımasıdır.

 

Stil dünyasında overdressed olmak, her zaman bulunduğun ortamın bir adım önünde olma halidir. Bu durum, kişinin kendine olan güvenini, zevkini ve stil konusundaki vizyonunu ortaya koyar. Neden sade bir kıyafetle yetinilsin ki? Özel bir parça, bir kombin ya da dikkat çekici bir aksesuar, herhangi bir günü özel bir hale getirebilir.

 

Overdressed olmak, hayatı daha renkli, daha heyecanlı ve her zaman bir kutlamaya değer kılmak için modayı bir araç olarak kullanmaktır. Bu yaklaşım, aynı zamanda stilin sınırlarını zorlamak ve kendi kurallarını yaratmak anlamına da gelir. "Az daha çoktur" felsefesi, minimalizm severler için doğru olabilir, ama stilinde özgürlüğü ve yaratıcılığı ön planda tutanlar için, overdressed olmak tam da bu özgürlüğün vücut bulmuş halidir. Çünkü modada esas olan, kendini nasıl hissettiğin ve bu duyguyu kıyafetlerinle nasıl yansıttığındır. Kısacası, overdressed olmak; sıradanlığa meydan okumak, kendini en şatafatlı haliyle ifade etmek ve modanın sunduğu sınırsız olasılıkları kucaklamaktır.


YAZARIN DİĞER YAZILARI